Serhat Ay


93 Harbi Dönemi’nin Erzurum Mimarisi Üzerinde Etkileri

93 Harbi Dönemi’nin Erzurum Mimarisi Üzerinde Etkileri


Erzurum, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir yerleşim yeridir. Özellikle Anadolu’nun bereketli coğrafyasına açılan bir kapı olma özelliğinden dolayı her dönem ilgiyi üzerine çekmiştir. 

Erzurum tarihi ticaret yollarının da kesişim noktalarından biri olmasından dolayı sürekli farklı kültürlerin de kaynaşma noktası olmuştur. Bu kaynaşma ile birlikte bilgi ve birikime dayalı olarak sürekli canlı bir şehir olma özelliğini de korumuştur. Zira Anadolu’nun en büyük açık avlulu medresesi olan Çifte Minareli Medrese ve yine en büyük kapalı avlu medresesi olan Yakutiye Medresesi Erzurum da bulunmaktadır. Bu durum şehrin döneminde oldukça önemli bir bilim merkezi olduğunu da göstermektedir. 

Siyasi olarak çok çekişmeye sahne olan bir coğrafyanın merkezinde yer alan Erzurum, sürekli farklı devletlerarası mücadelenin de yaşandığı bir yerdir. Özellikle Selçuklular tarafından egemenlik altına alındıktan sonra şehrin sosyal-kültürel yapısında ciddi değişmeler görülmektedir. Buna bağlı olarak Saltuklular tarafından gerçekleştirilen imar ve iskan politikaları ile birlikte şehrin çehresinde oldukça önemli gelişmeler sağlanabilmiştir. 

Daha sonraki dönemde Osmanlı Devleti tarafından da bu çalışmalar devam ederek şehrin mimari üslubu şekillenmeye başlamıştır. Özellikle vali veya kadı olarak tayin edilen devlet görevlileri bu konu da ciddi çalışmalar yürüterek şehre önemli mimari yapıları miras bırakmışlardır. 

Osmanlı Devleti Klasik döneminde inşa edilen yapıların çoğunlukla Cami, medrese, çeşme ve konaklar üzerinde yoğunlaştığı söylenebilir. Fakat özellikle 19. Yüzyılda Osmanlı-Rus mücadelesinin bu coğrafyada artmasından dolayı şehir adeta askeri tampon bölge olarak şekillendirilmiştir.  Buna bağlı olarak askeri ve idari mimarinin de sıkı bir şekilde şekillendiği bu dönemde göze çarpan oldukça fazla tesis ve yapı mevcuttur.

Görüldüğü gibi coğrafi konumu gereği çok sıcak bir bölgede yer alan Erzurum için 93 Harbi öncesi hazırlıklar ve savaş dönemi inşa edilen yapılar, şehrin mimari tarihinde de önemli bir yer tutmaktadır. Buna göre Mecidiye Tabyası, Aziziye Tabyası, Karagöbek TABYA, Tafra ( Şahappaşa) TABYA, Çobandede TABYASI, Dolangez TABYA, İlave TABYA, Uzunahmet TABYA, Küçük Höyük TABYASI, Büyük Höyük TABYA, Sivişli TABYA, Ağzıaçık TABYA, Toparlak TABYA, Gez TABYA, Ahali Tabya, Küçük Kiremitlik  TABYASI, Küçük Palandöken TABYASI, Büyük Palandöken TABYASI ve ordunun iaşe ihtiyacı için inşa edilen Taş Ambarlar ve şehrin münferit yerlerine dağılmış Cephanelik Tesisler mevcuttur. Bunlardan en bilinenleri Atlama Kulelerinin yer aldığı Kiremitlik Tepede yer alan ve Muratpaşa Mahallesinde yer alan cephaneliklerdir. Bununla birlikte günümüze ulaşan ve bazıları tahrip olmuş kışlalar da mevcuttur. Elimize geçen eski fotoğrafların çoğu da 93 Harbi için hazırlık döneminde çekilip başkent İstanbul’a gönderilen fotoğraflardır. Bu özelliği itibarı ile arşiv niteliğinde ki bu fotoğraflar günümüze ulaşamamış çok sayıda askeri ve idari yapıyı da içermektedir.