Orhan DURMUŞ


DUVARA KONUŞANLAR?


 

İletişim çok önemli bir kavram, yaratılışımızın tek gayesi beklide Allah insanları bilinmek için yarattı. Yarattığı kulları ile iletişim kurmak için Yüce Yaradan kudreti ile dünyayı, nimetleri yarattı bizimde bunları anlamamızı ona şükrederek iletişim kurmamızı bekliyor. Kalemi yarattı, dili yarattı hepsini de kusursuz bir incelikle yarattı. Geriye kalan ise bizler için iletişim kurmak ?doğru iletişim? sadece?

Bizler yani yaratılmışlarda dünyada tüm anlaşmazlıklarımız bence iletişimsizlik, bu konuyu tam olarak beceremiyoruz. Okuduğunu anlamayan anlatılanı anlamayan bir toplum haline geldik. Bu nasıl bir süreçte meydana geldi bilmiyorum ancak uzun zamandır tüm dualarımda Rabbime ?Anlaşılır eyle sözümü Allah´ım.? Şeklinde dua ediyorum.  Neden biliyor musunuz? Anlaşılmadığımı düşünüyorum. Hem de hiç kimse tarafından bu garip bir duygu bunun sebebi çevremdekilerin ilgisiz olması da değil bence beyin yorgunluğu sadece herkes kendi meşgalesinde kendi dünyasına kapatmış kendini, çoğu zaman duvara konuştuğumu düşünüyorum. Bazen öyle anlar oluyor ki konuşmanın ortasında susuyorum vazgeçiyorum anlatmaktan gereksiz laf kalabalığı olduğunu düşünüyorum söylediklerimin, kimsede ?sen bir şey anlatıyordun? demiyor. Bunu bir serzeniş olarak değil de son zamanlarda fark ettiğim bir durum olarak söylüyorum. Ne anlattığınızın bir önemi yok artık bir düşünürün de dediği gibi ?insan sadece anladığını duyar? sadece anladıklarını duyuyor insanlar anlatmak istediğinizi değil. Hayatın zorlukları, meşgalesi demek ki insanları biraz daha kendi içine dönük hale getirdi. Kimse dışa dönük değil ya da ben değilim artık bilmiyorum?   

İnsanlığın ciddi bir sorunu var onu çok iyi biliyorum. Dikkat edin cidden herkes duvar gibi değil mi? Hatır, sadakat, samimiyet v.b. bu değerler neredeler? Herkes anladığı gibi veya işine geldiği gibi davranmıyor mu? Sizde benim gibi bazen ya da sıklıkla duvara konuştuğunuzu düşünüyor musunuz? Devlet dairelerinde bile memurlar içeri gelen vatandaş ile göz teması kurmuyor ?olurda iş buyurur diye? sorduğunuz sorular hakkında fikri yok, o ona yolluyor, o ona! Derken bir bakıyorsunuz koskoca kurumda basit bir işlem için müdürün yanında buluvermişsiniz kendinizi. Kimse sorumluluk almıyor, yetkisini hakkıyla kullanmıyor. Bunun sebebi yetersiz bilgi mi? Yoksa liyakatsiz bir yönetim şekli mi? Bu sadece kurumlar arası iletişime örnek ancak günlük yaşantımızda da bu böyle?

Bir kişinin sorumlulukları sadece kendi yaşamını idame ettirmek değildir. Sosyal bir varlık olan insan kendine karşı sorumlulukları olduğu gibi çevresine karşı sorumlulukları vardır ve olmalıdır. Annesine, babasına, ailesine, akrabalarına, arkadaşlarına, komşusuna ve hatta çevredeki diğer canlılara karşı dahi sorumluluklarımız olmalı insan olmanın genel gayesi budur. Hayatımıza nüfuz eden bir kelime var ?bana ne? ?beni ilgilendirmez? yapı, anlam itibariyle ne kadarda itici ve olumsuz değil mi? İnsan denen varlık maddi manevi ihtiyaçlar zinciri ile birbirine bağlıdır. Bu ihtiyaçları bazıları menfaate dönüştürebilirler. Menfaate dönüştüğü anda duvara dönüşüyoruz galiba. İyi gün dostlarının artması, ufak bir tartışmada dostlukların bozulmasında sosyal ilişki bozuklukları giderek daha kötü hale geliyor galiba. Yazarak ifade ettiklerimizi konuşarak maalesef ifade edemiyoruz. Sözlerimizin arkasında durmuyoruz. Havaya, boşluğa konuşuyoruz çoğu zaman delikanlı nağraları atanların ardında gizlenen kahpeliklere hiç ayıplamıyor hatta özlü sözlerle söylenen sözlere itibar ediyoruz.

Yani diyorum ki güzel kardeşim; boşluğa konuşuyoruz, duvarlara konuşuyoruz?