Orhan DURMUŞ


HALI SANATI


 

Halı sanatı, başlangıcından bugüne kadar sıkı sıkıya Türklere bağlı olarak gelişmiştir. Bu acıdan denilebilir ki, halı dünya milletlerine Türklerin bir hediyesidir. İlk düğümlü halıların, üçüncü yüzyıldan evvel Orta Asya´da Türkler tarafından yapılmaya başlandığı, bugün artık kabul edilmiş bir gerçektir. Onlar önce dokumalara yün iplikler düğümleyerek hayvan postuna benzer halılar meydana getirdiler; zamanla bunlardan diğer halılar gelişti.En eskileri milattan sonra 3 ve en yenileri de milattan sonra 6 yüzyılda yapılmış olan bu Orta Asya halılarında henüz düğümler kabadır. Fakat bu zamanlardan ve 6 yüzyıldan sonraki uzun boşluk devrinden zamanımıza kadar hiçbir halı parçası kalmamıştır.

?Bundan sonra halı sanatı 11 yüzyıldan itibaren Selçuklu Türklerinin hakimiyetiyle ve onlarla birlikte Orta Asya´dan, Batıya doğru yayılmıştır. Büyük Selçukluların bu eski halı sanatından da hiçbir eser zamanımıza kadar gelememiştir. Ancak Anadolu Selçukluları zamanından ve 13 yüzyıl ortalarından kalan halılarla Selçuklu Halı Sanatı hakkında bir fikir edinebiliyoruz.

Bunlardan Konya Alâeddin Camii´nde bulunmuş üçü büyük boyda ve bütün, beşi parça halinde sekiz Selçuklu halısından ibaret bir koleksiyon halen İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi´nde bulunmaktadır. Çok yıpranmış halde zamanımıza kadar gelebilen bu halılar, daha sonraki halı sanatının asıl temeli olmuş, Orta Asya´da bulunan parçalar, halı sanatının gelişmesinde hiçbir rol oynamamıştır.

Konya Selçuklu halılarından biri 5 metreden fazla uzunlukta ve 3 metreye yakın genişlikte, hemen hemen 15 metrekare büyüklüktedir. Renk ve kompozisyon bakımından da bu halılar o kadar ahenkli ve zengin bir gelişme gösteriyorlar ki, bu kadar yüksek bir sanat olgunluğuna ancak uzun bir gelişmeden sonra varılabileceği şüphesizdir. Bu hal de, Anadolu Selçuklularının halı sanatını beraber getirdiklerine işaret eder.

Bunların renkleri umumiyetle koyu mavi ve koyu kırmızı olup üzerlerindeki motifler açık mavi ve açık kırmızı renktedir. Koyu ve açık sarı renkler ile bazen açık yeşil bir renk de görülür. Açık ve koyu renklerin çeşitleri ile çok zengin, ahenkli ve dinlendirici bir harmoni meydana getirilmiştir. Renk sayısı pek fazla olmamakla beraber nüans farklarıyla büyük bir zenginlik tesiri uyandırılmıştır. Motifler umumiyetle geometrik şekillerden ibarettir. Baklavalar, yıldızlar, etrafı çengellerle çevrilmiş sekizgenler en çok görünen şekillerdir. Bazen geometrik şemaya uydurulmuş nebatî motiflere de yer verilmiştir.

Fakat bu Selçuklu halılarının en karakteristik tarafı, iki kûfi yazılardan meydana gelen geniş bordürlerdir. Bunlar, uçları üçgenlerle nihayetlenen dik harflerden ibarettir. Sonraları çeşitli değişmelere uğrayan kûfi yazılı bordür, Anadolu halılarında, Alman, Flaman, İtalyan ressamlarının tablolarında görülen halılarda onyedinci yüzyıla kadar yaşamaya devam etmiştir. Selçuklu halılarından alınan diğer motifler de sonraki devir halı sanatı üzerinde tesirlerini göstermiştir.

14 yüzyıl başlarından itibaren kuvvetle üslûplanmış hayvan figürleri de Anadolu halılarında görünmeye başlamıştır. Bunlar arasında iyice üslûplanmış bir ağacın iki tarafına dayanmış kuşlar, tek tek kuşlar ve dört ayaklılar tipiktir. Bir halının bütün kareleri tekrar eden örneklerle aynı dolguyu gösterir. Birbirine benzeyen üslûplanmış hayvan figürleri basit bir şekilde sıralanmaktadır. Aynı devirde kareler içinde geometrik motiflerle diğer bir halı grubunun mevcut olduğu tablolardaki tasvirlerden anlaşılmaktadır. 14 yüzyıl sonuna doğru hayvan figürlü halıların örneklerinde bir zenginleşme görülür. Sekizgenler ve kareler içine yerleştirilen tek tek kuşlar ve hayvanların yerini hayvan grupları almaya başlar.

15 yüzyılda örnekler daha da değişerek sulh içinde yan yana duran hayvanların mücadele halinde göründüğü, hayvan kavgası kompozisyonları ortaya çıkar. Bunlardan ejder ve zümrüd Anka mücadelesini canlandıran orjinal bir halı, halen Berlin Müzesi´nde bulunmaktadır. İtalya´da satın alınarak Berlin Müzesi´ne mal edilen bu ilk hayvanlı halıdan sonra diğer orjinaller birer birer ortaya çıkarılarak hayvanlı halılar grubu meydana gelmiştir.?

Halı Türklerin ilmek ilmek dokuduğu bir kültür ve medeniyet göstergesidir. Batılılar tarafından bir zenginlik göstergesi bir gösteriş aracı olan haline getirilmiş ve kısmen toplumumuzda da halı hala bir gösteriş unsuru olmuştur. Batı kaynaklarında bazı önemli resim tablolarında Osmanlı halılarını balkonlarından asılmış halde resmedilen tablolar bulunmaktadır. ilk gördüğümde yıkanan halıların balkonda kurutulduğunu düşündüm ancak durum öyle değilmiş açık hava sergi salonu misali ev sahipleri sahip oldukları halıları balkondan asarak gösteriş yaptıklarını öğrendim.