Kahin değilim ama bir kaç kehanette bulunacağım.
Bir ülkeye, bir şehre, bir ilçeye, bir belde ye,bir haneye her türlü felaketin gireceği en müsait kapı yokluk kapısıdır.
Örnek-1-
Toplumun kahir ekseriyetinin "kötü kadın" diye tanımladığı, benim ve benim gibi düşünenlerin acıyarak baktığı, kurtarmak isteyip kurtaramadığı,hiç tanımadığı adamların arabasına binip çocuklarına karnını doyurmak için vücutlarını satan o çaresizleri bilir misiniz? Her birinin ibretlik ve dramatik hikayeleri muhakkak vicdan sahibi herkesi kahredici düzeydedir.
Örnek-2-
Adam hırsızlık yapıyor
Polis soruyor adama
-Neden yaptın?
Adam cevap veriyor
-Çoluk çocuğum açtı, işte bulamıyorum. Ne yapayım ,namusumu mu satayım?
Bu tatsız örneklerden hareketle;
Allah korusun, çok yakın bir zamanda ev sahibi, kiracı cinayetleri olacak.
Olmayan olana; "Ya malın, ya canın" diyecek.
Hırsızlıklar, arsızlıklar, haksızlıklar, ahlaksızlıkar artacak.
Toplumunun temel dinamiği olan aileler ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı dağılacak.
Akaryakıt fiyatlarının astronomik bir şekilde artmasından dolayı, başta temel gıda maddeleri olmak üzere, alım gücünün her alanına sirayet edip, toplumu açlık ve sefalete sürükleyecek.
İşletme giderlerinden dolayı can çekişen un ve unlu mamüllerinin üretimini yapan ekmek fabrikaları bir bir kapanıp, kuru ekmeğe dâhi ulaşım imkansız hale gelecek.
Çocuğuna süt alamayan baba bedeli ne olursa olsun, bir şekilde eli uzunluk yapacak.
Asgarî ücretin 11000 TL, emekli maaşının 75000, ev kirasının minimum 5000 TL ve üzeri olan bir ülkede saymış olduğum maddelerin kehanet değil, davul zurna çala çala gelen bir gerçek olduğunu herkes bilmelidir.
Eğer gerekli önlemler alınmazsa bu bir kehanet değil, feraset olarak burada duracaktır.
Eğer her şey aksi olursa bizim boş boğazlığımız olacak.
Allah'ım tuzu kurularımıza insaf,merhamet versin.
Rabbim, milletimizi, devletimizi,yurdumuzu, yuvamızı, ordumuzu korusun ve gözetsin...
Zengin fakir ayrımı olmayan, arkadaki makasın her geçen gün kapandığı, güzel bir ülkeye uyanmak ümidi ile hoşçakalın...
