Alpaslan CENGİZ


Seçim hezimetinin gerekçesi kibir değilmiş...!

Mahalli idareler seçimleri sonrası seçimden 2. parti olarak çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi bu yenilginin gerekçesi olarak Kibirli kadroları gösterdi..


Kibir kelimesinin sözlük karşılığı: ‘kişinin kendini büyük, başkalarını küçük görmesi’…

Cumartesi günü Aziziye belediyesinin çiceği burnunda başkanı Basınla tanışma toplantısı düzenledi..

Toplantının özeti ; 

Bir Hükümet kadın repliğinden ibaret

‘kör değilim ben faruk efendi ben her şeyi biliyorum…’

Yeni başkan her soruya ‘ben Tüccarım’

Seracılık benim işim

Belediyeler yasasını benden iyi kimse bilemez..

ben külhan beyiyim..

borçu bir kalemde öderim..

*****

Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlara tavsiyem seçimi kaybetmiş olmalarının gerekçesi başka yerde arasınlar..

Kibir seçim kaybetmek için bir gerekçe olsaydı..

Emrullah Bey sıfır oy alırdı..

Gördügün kadarı ile 

Emrullah bey Kibirde çok ayrı bir evreye geçmiş…

Kibrin yürüyen tarifi…

Gazeteci arkadaşımız soru yöneltiyor..

‘Ramazan ayında Eyüp Tavlaşoğlu beyefendinin verdiği iftar yemeğini Belediye’ye fatura ettiği yönünde bir bilgi var..

doğrumudur'

Yürüyen kibir abidesi,  lütfedip cevap vermek yerine Sayıştayın 6 aya cevap veremeyeceği türden bir soru olduğu tarzı sair tevillik sözler sarf ediyor..

Tam beş kez ‘ben tüccarım’ deme ihtiyacı duyan Çiceği burnunda başkan, selefinin gider ayak aldığı 42 personel için,

‘keşke beş altı kişi alsaydınız birazda biz alırdık’ tarzı bir yaklaşımla sıvama eylemini tamamlıyor..

Bu cümleleri kurduğu toplantıda, Belediyedeki kadro şişkinliğinden ve bu yükün belediye ağırlığından bahsetmeyide unutmuyor..

özetle, yağmurdan kaçarken doluya tutulmak', dedikleri deyim maalesef Aziziye'nin gerçeğine dönüşmüş..

Hadi geçmiş olsun..

Bakalım bu kibir adibedisine5 yıl sabrede bilecekmisiniz..?